30 Mayıs 2010 Pazar

this soundspretty BDSM - minus sex -again

And every true Christian pronounces this phrase, "Jesus our Lord," with the emphasis of unreservedness. We desire that Christ Jesus should be our Lord in everything, and Lord over every part of our being. Each one of us has said to him, "My Lord, do just what thou wilt with me. If I can the better glorify thee by patient endurance or by active service, only give me the needful grace, and I will not fail to own thee as my Lord." Have you not, beloved, given up to the Lord Jesus everything that you have! Have you not felt that you love him better than husband, or wife, or child! Do you not feel that your spirit, soul, and body, all belong to him, and that you desire to consecrate to him all your goods, all your hours, and all your powers? Are you keeping back from him any of your substance; do you reckon that aught that you have is your own
religions are like BDSM minus sex. That sucks -and not in a good way too.

6 Mayıs 2010 Perşembe

genet

Ben Genet'e asik oldum. hem de oyle asik oldum ki attila ilhan'dan daha cok, ejderhalardan daha tutkulu, butun romanlardan daha uzaktan sevdim. En az ama en iyi genet'yi anladim, sinirlara onunla gidip geldim. Beni bir garip cicek kokulu ruzgara bindirip copluklerde ve lagimlarda gezdirirken asik etti kendine, umutsuzca ve pismnalikla oyle garip bir duygu yaratti ki icimde, onun butun sevdiklerini kutsallastirip, butun korkakliklarini icsellestidim. Jean genetyi oylesine sevdim ki, ben bu olabilirdim sozleri bogazimdan gecmiyor ama bir turlu kopamiyorum da, sanki o butun limanlarda ve arka sokaklarda butun o sefaletin icinde yaptigi peygamberlikle ben burda ne kadar yalnizsam o kadar yalniz, o da farkinda, o kadar arayissiz kurtulusu icin, dunyada umut arasam sadece genet yeterdi bana. Oyle asigim ki ona, beni yok ettigi icin, kirdigi icin, kendimi sever gibi seviyorum onu. ben de oynattigi butun o duygulari ve arzulari ve korkuyu, o incelikle manipule ettigi gerginligi sarmaladiginda, bir ensturumana donusuyorum. , huzursuzluk, erotizm ve ic gudu, olum. hepsini tuyler urperten bir sekilde ama o kadar uzaktan , baska baska duzlemlerden anlatmis ki, bir turlu yaklasmiyorum, nerdeyse fransa kadar uzak her sey. yine de hissedebiliyorum

pia

ben de piami bekliyorum

halbuki pia olmakti en dogali
merak ediyorum acaba ben de pia miyim
sevecen eller uzatiyor muyum kimseye
ve duslerinde kaciyor muyum.
halbuki ben kendi piami ariyorum,
ankaranin bombos gecelerinde bile
yildizarla dans edebilecek bir pia benimle
bir o, bir bu, bir kac demet leylak kokulu sozcuk
ben de piayi bekliyorum

bazen oyun oynuyorum, diyorum ki kendime
sen piasin iste, dur ve bekle
bekle gelecek, guluslerini ruzgarda koklayip
saclarinin dansini izlemeye gelecek.
yumusak elli pia
her sey sen yollarda olunca duzeecek

ah pia vah pia
seni olesiye bekliyorum
bir an daha gulusunu gormeden yasamamak
katlanamiyorum kaybettigim anlara
pia seni sevmek istiyorum
pia ne olur gel, seni ozluyorum
pia ben olamam, ben yollardayim
seni ariyorum

alice says goodbye

ve yavas yavas huzursuzluk ayaklarimdan mideme akiyor. yavas, etkisini gostermesi saatler alan bir zehir gibi uyuzlastiriyor beni. Nefes almak yasamaktan daha kolay geliyor bu an, halbuki normal mucizelerin cikip altinda dans etmek isteyecegi bir gok yuzu var, yildizli. yildizlar orada ve hava yasamanin butun maviligini eritecek kadar sicakken neden insanlar sokaklara dokulup dans etmez her gece anlamiyorum. neden bu pisligin icinde oturdugumu da.
 Yazmak bir cesit kendini savunma ve yatistirma mekanizmasi, hareketsizligin ve yasanmamaisligin huzursuzlugunu yazarak, kelimelerle cozumleyerek dindirmeye ugrasiyorum.  En guzel yazilarim hep huzuruszlugumdan kacmak icin yazdiklarimdir zaten. Yazmak icin yazmayi ne zaman denesem basarisiz olurum. o yuzden cok da ugrasmaya gerek yok. icimden geldigi gibi kasmadan yazmama en iyisi, en azindan icten olmus olurum. Dogrusu o ki cogu zaman ne hissettigimi ve ne yazacagimi bilmem. yazmak da hissetmek de benzer seylerdir, kendimi az tanimakla ilgili bu, oscar wilde'nin yalnizca sig insanlar kendilerini tanir lafini ilk duydugumuda hissettigim o inanilmaz sematiyi de eminim acikliyor bu soyledigim. Kendimle iligli ne zaman sorgulansam genellikle kocaman bir bilmiyorum tabelasi yanip soner aklimda, o turlu mu bu turlu mu olduguma bir turlu karar veremem, vermem, vermek de istemem. kendimi a rafi b sutunu, c kisisi, d sekli ve sizin devamini anlayacaginiz sekilde isimlendiremem. sorular iki uclu degnek gibidirler bir turlu dogru yonu de bulamam zaten. Benden oldukca iyi bir kayip olur. Zaten bir super gucum olsa seyleri kaybetmek olurdu, ki bu bana bir neil gaiman oykusunun fikirlerinden biri gibi geliyor. aylar once powells ta cantami kaybettigimde ve tasdufen donus yolunda, pencereden icer bakip masalardan birinin altinda gordugumde sekillenmisti bu fikir kafamda. Her seyi kaybeden bir kahraman yaratmak istedim, duzensizligin kader ve sansla nasil da kesisebilecegini ve ortaya nasil ihtimaller cikacagindan bahsetmiyorum bile.  Harika ama islenmemis bir fikir olarak beynimin bir kosesinde uyukuya daldi, yeni hatiradim.

baska fikirlerim de var ama zaman yok, ben yokum, ben varken zaman yok, biz varken yildizlar yok, yildizlar varken ben yokum.

yildizlar ben ve zaman, hep birlikte bu yazi bekliyoruz.

1 Mayıs 2010 Cumartesi

of montreal treninde cok eglenceli esi benzeri olmayan yesil manzarali bir ask yasayip gulmek fikirleri filan donuyor kafamda. hayat hafifleyip kus tuyune donusuyor, lets go get compremised dedigimde uf muzik cidden ehr seyi bin kat hayatta kiliyor.




merhaba ben biseksuel oldugumu dusunuyorum ben noahya asik oldugumu dusunuyordum merhaba ben 17 yasindayim cahilligime ragmen dusunduklerimi ve yaptiklarimi hos buluyorum, gulmemi durduramayincaya kadar icmeyi ve tanimadigim insanlarla da dans etmeyi, garip gurup kiyafetler cekmeyi, dikkat cekmeyi, sahnede olmayi, bagirmayi ve sarki soylemeyi, tembel ve sorumsuz, otorite tanimaz, alayci ve okuz olmayi seviyorum, son derece insan arkadaslarimi seviyorum, rahat insanlara, komik insanlara tapiyorum, hep beni guldurebilen erkeklere asik oluyorum, ivy nin tanidigim en cool insan oldugunu dusunuyorum ve keske ona yazsaydim diyorum, annemle uyumayi seviyorum, elimde olsa hayati baska turlu oykuden oykuye gezerek yasardim, korkagin biriyim ama cesur oldugum da soylenebilir, gittikce cesurlasiyor da olabilirim, pisligin tekiyim ama muzik gercegi beni o kadar mutlu ediyor ki ailesiz kalsam,, insansiz kalsam yalniz kalsam yasayabilirim, muzige tapiyorum, oykulere tapiyorum, insanlari sevmiyorum, ama mutlu olsunlar istiyorum bu nasil yaman bi celiski ben de bilmiyorum, 
son olarak, yasiyorum
hasikdir, var olusculuk bu olsa gerek


ben geberiyorum, su an muzikten, absurdlukten her seyden her an yeniden doguyorum.
hahayt! BEN BENIM ULAN. siz 7 milyar olabilirsiniz ama ben de benim VE BENIM  ve yasiyorum ulan. kendimim. ne kadar guzel bu. kendimim. kimse olmama gerek yok ben kendimim.



sen de kendininsin. kendine iyi geceler.

pia seni nasil ozluyorum

mayis vurgununda kendimi cozumlemek gerekirse ben yine catlagim ve yine bir gecis doneminde yuvarlaniyorum. Degisikliklere uyum saglamak bir yilimi aliyor ve yilin sonu yine burda yine yeni bitisler ve baslangiclara kosuyoruz ve ben her zamanki kadar huzursuzun. Biraz huzur isteyen her kimse, o sairi simdi anliyorum, ama yasadikca huzuru nasil bulurum bilmiyorum. Oyle bir kosuyorum ki dursam uzulurum durmasam uzulurum. neyse fazla kurcalamaya gerek yok, kiscasi tembel ve sorumsuz bireyim got korkusuyla yanip tutusuyor ve butun bunlara ragmen varligimi hissedemiyorum. Arkadaslar da, gulucukler de insana kendini var gibi hissettiremiyorsa, daha dogrusu oluleri canli kilmak icin yeterli degilse, ben eminim ki ihtiyacim var, olmaya ve yaratmaya. baska can damarim yok cunku. ha o da olmazsa tamamen nihilistligin icine gomulup sonrasina bakabilirim ama simdi benim icin o yuksek sunakta sanat duruyor ve ben bir oluyum. Anlar icin yasayan olu bir kiz. Bunun olcutu mutluluk degil, belki ask olabilir diye dusunuyorum, ve asik olmak istiyorum, oyle delice istiyorum ki sevebilmeyi ve sevmeyi, sevmemekten oluyorum. kendim en cok istedigim iki soyun onunde de koca bir engel gibi dikiliyorum, sevmek de yaratmak da bana kalmis halbuki. yine tembel ve ustelik de 'vain' biri olusuma geri donuyoruz.

yarin asik olmaya karar verdim demek istiyorum ama. ama ama amalar ah amalar siz nesiniz. ama olmaliyim, olacagim, olacagim.
yarin asik olmaya karar verdim.
olmasam da dondugum ilk soz olmaz heralde.

hayat o kadar garip ve mavi ki...keske
aah gecen gun sinifta uyurken birden bire kafami kaldirip Where is the snowdens of yesteryear diye bagirdigim an gibi olsa
 hayat, o kadar garip olsam her sey kolay olsa. keske pia seni bulsam keske pia olsam, ah pia seni nasil da ozluyorum