28 Ağustos 2010 Cumartesi

olm "duygularimi ve gozlemlerimi" yazmiyim da ne yazarsam yaziyim suraya.
duygu ve gozlem insani olursam vurun la beni.

cnbc spartacusu veriyomus lan
hayatta annemden otesi yok harbiden

kiz ve yazar

biz konusup yazarken birileri oluyor ya
iste ben de buna bitiyorum.

ee hayatimizda bizi baglayan ne var. melankolik psikopatlar bizi.
bazilari yasarken bize konusmak dusuyor. ufak fareler olduk. insanlari sevmiyoruz madem hem.
cok yurege yakin seyler berbat seyler hayatta olmamasi gereken seyler kitap muzik ve siir. baska da bir bok bilmiyoruz. bilmedigimizden mi dersin. o yuzden mi oluyoruz.
hani yasardi ulan insan.
nerdesin lan. gel de yasayalim. gel de kiralim.
gel gidelim buralardan. koklerimiz de kesilmis hem, kanlarimiz bitmeden ucup gidelim.

meeh

burda bir yazi vardi. onu sildim, hic biriniz gorun istemedim cunku. kimse okumasa da istemedim onlari soylemis olmayi. yavas yavas bu benim bu ben degilim diyebilecegim bir nokaya evrimlesiyorum, yazilarimda da bulmak istiyorum onu. aklimdan gecen her kelimeyi yazmaktansa
bir seyler bilmek istiyorum artik yazmak hakkinda. ama hic ama hic bilmiyorum.

BAGIRDIM CAGIRDIM BUGUN. ama icimden. disimdan soyle bi kasimi kaldirip pardon? dedim.
ICERI GEC diye bagirdi sanirim onceki hayatinda bir gardiyan
arkami donup disari ciktim. arkami donup disari cikmak ne guzel bir sey, hayatim boyunca arkami donup uzaklasmak istiyorum boyle insanlardan.

meeeh.

i never turned tricks, am i missin anything

terle karisik kot kokusu kadar normal ve tek duze olmasini istiyorum hayatin. ne istedigimden bahsetmekten baska ne yapabiliyorum. retorik sorular soran insanlara da uyuz olurum. bir de edebiyati buyuleyici bulanlardan, ah ne kadar derinlikli ve ne kafiyeler ve bahsetmisken biraz anthrax alip olmelisiniz. 4 yil edebiyat okumus kimseye asla guvenemem.
anneeem annem. hayatin cok matah olmadigi her kosulda belli. insanlar hakli be, sanki yeni bir sey bulacakmissin bir farkin olacakmis gibi ariyorsun hayati. halbuki senin bir anne var, hayatta daha ileriye bakabilir misin ona bakip. onun hayatina yollarina bakman da mi anlatmiyor sana hayati.
asik oldugumu dusundugum bir cocuk vardi, hala var olmaya devam ediyor ama benim dunyamdan uzaklarda. benim icin yok gibi. kendinden olabildigine uzak karakterler yarattigini soylemisti bir oyunda, ne kadar hakli. ne kadar uzak olsam o kadar guzel kendimden, o kadar dolu. o kadar maskeli o kadar dogru. wilde be sen de ne adammissin. pipolu sabahlikli gozuklu sair elemanlar. yatan kalkan konusan gulen bir adam, bir adam ki siir yazan.
sair de hic olamayacagim bir seymis gibi geliyor. istememekten degil de muzik gibi , baska bir dilden olduguna suphelenedigim seylerden. belki de sair olmaliyim tam bu yuzden, sair bir karakterim varmis gibi. o kadar sair ki yere tukuren geceleri guvercinlerin arasinda eve donen kisirisik yuzlu insanlarin onunde.
seyler parlak degil, seyler parlak olmayacak.
dusunememk ne guzel, ne korkunc ne aptalca ne rahat ne bos. dusunmuyorum o kadaaar oldu ki. hayal kuruyorum. bitti snaki sinirlar, asilcaklar asildi, ve oldum. ben bir charlie brown.
yazarken va yasarken unuttugum bir sey var. beklememek. beklemedim. hayatimin degisecegi gunu beklemedim. ama beklemeden yapmadim. ne biliyim birakti gecsin. yasam bir hastalikmis gibi izinverdim gecsin gitsin.
yasamak bir hastalik mi


insan basina gelebilecek en kotusunu hayal eder ya hayal kurmus olmak icin. olmeyi dusleyip ardindan cenazesini hayal etmek gibi. kendime bi tokat patlatsam her kotu umudumda.
hayatin sillesini.
aman be

4 Ağustos 2010 Çarşamba